DOLAR 35,2628 0.17%
EURO 36,7853 0.15%
ALTIN 2.967,420,46
BITCOIN 3317069-2.12966%
Isparta

HAFİF YAĞMUR

06:48

SABAHA KALAN SÜRE

Eğirdir Gölü’nde su seviyesi ve ekolojik denge tehlikede
  • Folkhaber
  • Gündem
  • Eğirdir Gölü’nde su seviyesi ve ekolojik denge tehlikede

Eğirdir Gölü’nde su seviyesi ve ekolojik denge tehlikede

ABONE OL
Ekim 9, 2024 14:09
Eğirdir Gölü’nde su seviyesi ve ekolojik denge tehlikede
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Isparta’nın önemli doğal varlıklarından biri olan Eğirdir Gölü, su seviyesinin hızla düşmesiyle karşı karşıya. Eğirdir Yazla Mahallesi Muhtarı Serkan Karakoç, gölde yaşanan su kaybının sebeplerine ve ekosisteme etkilerine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Karakoç, gölün azalan su seviyesinin birçok etkenin bir araya gelmesi sonucu oluştuğunu belirtti. “Yağışların azalması, mermer ocaklarının çoğalması ve bilinçsiz sulamalar su seviyesini etkiliyor” diyen Karakoç, bu unsurların göle gelen su miktarını ciddi şekilde düşürdüğünü vurguladı. Ayrıca, göl çevresine yapılan barajların da göle ulaşan akarsular üzerinde olumsuz etkisi olduğunu ifade etti.

Susuz tarım önerisi

Karakoç, tarımsal faaliyetlerde yaşanan su kıtlığına dikkat çekerek, susuz tarım yöntemine geçilmesi gerektiğini belirtti. Susuz tarım, tarımsal üretimde az su kullanılarak verimli ürün elde etme yöntemidir. Özellikle suya daha az ihtiyaç duyan bitki türlerinin ekimi, damla sulama gibi teknikler bu yöntem içinde yer alır. Karakoç, bölgedeki tarımın çoğunlukla elma üretimine dayandığını ancak susuz tarım tekniklerinin yaygınlaştırılmasıyla tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilir hale gelebileceğini söyledi. Özellikle gül üretimi gibi daha az suya ihtiyaç duyan tarım ürünlerinin teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Karakoç, ayrıca bilinçsiz sulamanın su kaynaklarını israf ettiğini belirterek damla sulama gibi daha sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekti.

Kimyasal ilaçlama ve yapay bulutlar

Muhtar Karakoç, gölde yaşanan su kaybının yalnızca doğal etkenlerden kaynaklanmadığını, ekosistemin bilinçli bir şekilde zarar gördüğünü ileri sürdü. Özellikle kimyasal ilaçlama ve yapay bulutlama gibi yöntemlerin, hava şartlarıyla oynanarak ekosistemi olumsuz etkilediğini dile getirdi. “Havalarla oynandığını düşünüyorum. Spreyleme ile yapay bulut oluşturuluyor ve bu da ekosistemi bozuyor. Bu konunun araştırılması lazım” diye konuştu. Karakoç, bu tür müdahalelerin göldeki doğal dengenin bozulmasına neden olduğunu ve ciddi önlemler alınması gerektiğini vurguladı.

Yerel halk ve tarımsal faaliyetlerdeki olumsuz etki

Su seviyesinin düşmesi yalnızca ekosistemi değil, aynı zamanda yerel halkı ve tarımsal faaliyetleri de derinden etkiliyor. Karakoç, su kaynaklarındaki azalmanın çiftçiler için büyük bir sorun oluşturduğunu ifade etti. “Eskiden yağışlarla sulama yapılırken, artık çiftçiler sondajla su çıkartmak zorunda kalıyor. Bu da maliyetleri arttırıyor” dedi. Özellikle elma üretiminde, su yetersizliği nedeniyle üretimin kalitesinde ve miktarında düşüşler olduğunu belirtti. Bu da ürün fiyatlarının yükselmesine ve tarımsal maliyetlerin artmasına yol açıyor.

Göç ve turizm etkisi

Gölün su seviyesindeki azalma sadece çevresel etkilerle sınırlı kalmıyor. Karakoç, göl çevresinde yosunlaşma ve kötü kokunun arttığını, bunun da yerel halkı rahatsız ettiğini belirtti. Su seviyesinin düşmesiyle birlikte gölde sinek ve sivrisinek popülasyonlarının arttığını ifade eden Karakoç, bu durumun bölgedeki turizm faaliyetlerini de olumsuz etkilediğini dile getirdi. “Eskiden bölgeye turist olarak gelenler artık gelmek istemiyor. Göl çevresindeki kötü koku ve sineklerden dolayı misafirler kısa süre içinde bölgeden ayrılıyor” diyen Karakoç, bu durumun göl çevresindeki turistik işletmelerin gelirlerinde düşüşe neden olduğunu ifade etti. Su sporları gibi turizm aktivitelerinde de azalma olduğunu belirten Karakoç, bu faaliyetlerin gölün su seviyesinin düşmesiyle birlikte durma noktasına geldiğini söyledi. Ayrıca, bölgedeki bazı işletmelerin çevre ve şehircilik

Serkan Karakoç, Eğirdir Gölü’nün korunması ve su seviyesinin artırılması için bilinçli tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılması, mermer ocaklarının denetiminin sıkılaştırılması ve suyun israf edilmemesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, göldeki su kaybının ekosistem üzerindeki etkilerinin önüne geçmek için ekolojik dengeyi koruma projelerinin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Gölün sürdürülebilir bir şekilde korunması için yerel yönetimler ve halk arasında daha fazla iş birliği gerektiğini söyleyen Karakoç, bilinçlendirme çalışmalarının da önemine dikkat çekti.

  

Röportaj: Alptuğ AHİRZAMAN

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r