09 Nisan 2024 Salı
Ecrimisil (Haksız İşgal Nedeniyle Tazminat) Davası
Anlamlı Gün ‘24 Kasım’
En düşük emekli maaşı 12 bin 500
Hayat Olimpiyatlarında Düşmeden Hedefe Doğru
Kanser hastalarına moral oldu: seramik atölyesinde umut ve dayanışma günü
Merhaba
FolkHaber portalındaki bu ilk köşe yazıma geçmeden önce köşemle ilgili birkaç kelime etmek istiyorum. Öncelikle yeni açılmış olan bu haber portalının toplumun gerçek gündemleriyle ilgili bir farkındalık oluşturmasını temenni ediyorum. Bu portalda beni, kendi çalışma alanım olan siyaset bilimi ve siyasal iletişim temelinde demokrasi bağlamlı yazılarımla bulacaksınız. Yazdığım yazılarımla toplumumuzun demokrasi bilincinin gelişmesi konusunda bir farkındalık oluşmasına katkı sağlamak istiyorum. Özellikle bireysel düzeyde demokratik değerlerin kazanımı her bakımdan demokratik bir ülkenin ve geleceğinin inşa edilmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
Sokakta karşılaştığımız insanlarla kurduğumuz ilişkiden iş yerimize ve mahallede komşularımızla olan ilişkimize hatta aile üyelerimize gösterdiğimiz tavırlarımıza kadar günlük yaşamımızda demokratik değerleri benimseme gücümüzü ortaya koymaktayız. Demokrasi, bireyin zihninde var olan ve sonrasında topluma, siyasal düzene, hukuk sistemine ve bir sonuç olarak toplumun refahına uzanan geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu bakımdan bir akademisyen olarak bu topluma olan borcumun gereği insanımızın bütün temel hak ve hürriyetlerini olabildiğince yaşayabilmesinin anahtar kavramı demokrasiyi bu köşede teorik ve güncel meseleler üzerinden tartışmak istiyorum. Bu köşede en çok kaçınacağım durum; herhangi bir siyasi kanadın oyuncusuna dönüşmek olacak. Demokratik değerler ölçüsünde bireysel bazda yapacağım değerlendirme ve eleştirilerin yanında siyasal parti ya da sivil toplum kuruluşlarını destekleyen ya da tenkit eden görüşler ortaya koyabileceğim. Meselem demokratik değerler ölçüsünde ilkesel bir duruş ortaya koymak ve bu bağlamda okurlarımızda bir farkındalık oluşturmaktır.
FolkHaber portalındaki ilk yazıma teorik bir bakış ortaya koymaktan ziyade 2024 Yerel Seçimlerini yeni geride bırakmış olmamız nedeniyle sahaya dönük olarak siyasal kampanyalar ve seçmen tercihleri noktasında bir değerlendirme yaparak başlamak istiyorum.
……………………………………………………………………………..
Kim Kaybetti Kim Kazandı
İstatistiki olarak seçim sonuçlarına baktığımızda kimin kaybettiği ya da kimin kazandığı açık. Nesnel bir durum. Peki! Bu sonuca neden olan sebepler neler? Seçmen neye oy verdi? sorularına odaklanmak aslında liderler, partiler ve adaylardan ziyade neyin kazandırdığını neyin kaybettirdiğini anlamak açısından çok daha anlamlı olacak diye düşünüyorum.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: iddiası olan kazandı.
Çocukluğumdan beri siyasete ilgi duyan bir kişiliğim. Siyasete olan ilgi düzeyi yüksek bir ailenin çocukları genellikle siyasete ilgi duyan kişilikler olarak yetişmektedir. Ben de 1980’li yılların popüler siyasi kişiliklerini ve 90’lı yıllarda değişen siyasi ortamla birlikte yeni siyasi oluşumları takip ederek, daha sonrasında akademik olarak yaptığım çalışmalarımla birlikte boş zamanlarımda geçmişe özlemin de getirmiş olduğu bir tutumla siyasi liderlerin konuşmalarını zaman zaman dinleyerek hafızamı hep taze tutmaya çalışırım. Tabi ki, akademik olarak yaptığım çalışmalar, konuyla ilgili olarak daha derin düşünebilmemi sağlamaktadır. Özellikle seçmen nasıl oy verir? Neye oy verir? Seçmenin oy verme davranışındaki temel boyutlar nelerdir? gibi sorular akademik olarak zihnimin bir kenarında hep bir tartışma konusudur. Burada konuyla ilgili akademik çalışmalara girerek uzatma niyetinde değilim. Ancak gerek geçmiş seçim deneyimlerimize ve gerekse akademik alana baktığımızda seçimi kazananların her zaman iddiaya sahip olanlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir siyasal parti ya da lider kazanma iddiasını canlı tutabildiği oranda vaatleri konusunda seçmenleri inandırabilmektedir. Çünkü bu, seçim atmosferinin ilgili siyasal parti ya da liderin lehine olmasını sağlamaktadır.
İddiası olan derken lider merkezli olarak siyasal parti bağlamında oluşan bir iddiadan bahsediyorum. Yerel seçimlerde bireysel olarak bir adayın kendi iddiasını ortaya koymasını söylemiyorum. Çünkü Türkiye’de seçmenler ağırlıklı olarak siyasal partileri tercih etmektedirler. Yani bağımsız olarak seçimi kazanmak pek mümkün değildir. Çünkü seçim atmosferi olarak ifade ettiğimiz ortam siyasal lider ve partilerin ekseninde gelişmektedir.
Son iki seçim olan 2023 Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimi ve 2024 yerel seçim sonuçlarına baktığımızda iddiası olanların kazandığı çok açık. 2023 Cumhurbaşkanı seçimine giderken yeni kurulan partiler ve mevcut muhalif partilerin sokaktaki halk buluşmalarına baktığımızda muhalefet bloku büyük bir çıkış yakalamıştı. Hatta iktidar kanadı bile seçimi kaybedebileceklerini düşünmeye başlamıştı. Belki de iktidar tarafı ilk kez bu kadar ciddi bir şekilde iktidarı kaybedecekleri düşüncesine kapılmıştı. 2023 seçimlerine giderken oluşmuş olan seçim atmosferi bunun emarelerini taşıyordu. Bu atmosferin oluşmasını sağlayan en önemli faktör, iktidar ekibinin içinden çıkmış siyasiler tarafından kurulan yeni partiler ve yarattıkları beklenti ve 2019’da kurdukları ittifakla başarılı olmuş bir muhalefet grubunun varlığıydı.
Ancak seçim kampanya dönemi geldiğinde hepimizin bildiği olaylar ve devamında gelen isteksizlikler seçimin kaybedilmesini sağlayan en önemli nedenler oldu. Bu görüşü ortaya koyarken partilerin ya da liderlerin yaptıkları mitinglere ve mitinglerde gösterdikleri performansı göz önünde bulunduruyorum. Mitinglerin tek başına kampanyanın kazandırıcısı olduğunu söylemiyorum. Ancak seçim atmosferinin lehe çevrilmesi açısından çok önemli faaliyetler olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
O sürece baktığımızda muhalefet cephesinde görünen tablo; CHP çatısı altında seçime giden ve iddiasını kaybetmiş yeni kurulan muhalif partiler, seçim sürecinde yaşananlar nedeniyle iddiasını kaybetmiş (kendi varlığını geleceğe güçlenerek taşımak için yeni kurulacak iktidarın dinamiğini yaratan bir ekip olmak amacıyla ortaya koydukları kazanacak aday stratejisinin gerçekleşmemiş olması) iyi parti ve yine kampanyasında isteksiz davranan bir Cumhurbaşkanı adayıydı. Çünkü İyi Parti Liderinin önerisiyle Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak ilan edilen Ekrem İmamoğlu’nun ve Mansur Yavaş’ın kampanya sürecindeki görünürlüğü Cumhurbaşkanı adayının önüne geçmişti. Bu da iddiası olmayan bir aday profilinin oluşmasına neden oldu. Bunun karşısında ise seçim kampanya dönemine girerken yaşanan deprem felaketi ve büyük ekonomik sorunlar nedeniyle psikolojik olarak dezavantajlı olmasına rağmen mitingleriyle ve yoğun propaganda çalışmalarıyla iktidarda olmanın getirdiği avantajları da kullanarak kazanmaya daha istekli bir aday profili vardı.
Geçtiğimiz 31 Mart Yerel seçimlerine bakıldığında ise İktidar ve Ana Muhalefet Partisi arasında bir yarış gerçekleşti. Seçim kampanyasının ana taşıyıcı aktörü olarak Cumhurbaşkanı iktidar kanadının kazanma iddiasını temsil ederken; Ana Muhalefet Partisi, İstanbul Büyükşehir ve Ankara Büyükşehir özelinde etkisi yereli aşan iki potansiyel liderle seçimlere girdi. Dolayısıyla lider merkezli oy verme eğilimi güçlü olan Türkiye seçmenlerinin önüne yeni bir alternatif çıkmış oldu. Ana Muhalefet Partisinin Anadolu’daki seçim kampanyalarına bakıldığında bu iki adayın CHP Genel Başkanından daha fazla öne çıktıkları söylenebilir. Bu iki adayın hazırlamış olduğu destek videoları Anadolu’nun çeşitli şehirlerindeki adayların kampanyalarında kullanıldı. Ayrıca Ana Muhalefet Partisi Liderinin çok sayıda şehirde yaptığı mitingler de CHP’nin Türkiye genelinde kazanma isteğini pekiştirdi. Bu bakımdan İktidar Partisi ve Ana Muhalefet Partisi seçimi kazanma iddiası olan iki parti olarak öne çıktı.
Bununla birlikte gerek İktidar Partisi ve gerekse Ana Muhalefet partisi adaylarının oylarını etkileyeceği düşünülen İyi Parti, Dem Parti, Zafer Partisi ve Yeniden Refah Partisi kampanya başlangıcında dikkatleri çeken partilerdi. Ancak kampanya dönemine bakıldığında adaylarıyla ve kampanya faaliyetleriyle (özellikle mitingler) kazanma iddiasını ortaya koyan parti Yeniden Refah Partisi oldu. Dem Parti geleneksel olarak yüksek oy aldığı iller dışında kendini gösteren bir kampanya yürütmedi. Dolayısıyla seçmeni ikna edecek bir iddia ortaya koyamadı.
Burada üzerinde durulması gereken en önemli partinin İyi Parti olduğu söylenebilir. İyi Parti seçimlere ittifaksız ve tek başına girme kararı almasıyla ortaya koyduğu iddianın seçim kampanyasında pek görüldüğü söylenemez. Çünkü İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in gittiği şehirlerde genellikle salon toplantılarıyla yetinmesi, miting yapmaması partisinin seçimi kazanma konusunda iddiasının olmadığını gösteren önemli bir etkendi.
Cumhur İttifakının en önemli bileşenlerinden olan MHP’nin kampanyası ve parti liderinin sahadaki yokluğu parti olarak kazanma isteksizliğinin önemli bir göstergesiydi. Ayrıca yerel seçim kampanya döneminde gerçekleşen parti kongresinde MHP Genel Başkanı tarafından bir anlamda başka bir partinin genel başkanına liderlik çağrısının yapılmış olması seçimlerle ilgili kazanma isteğinin olmadığı algısının önemli yaratıcılarındandı. 2023 Cumhurbaşkanı Seçiminde önemli aktörler olarak yer alan Deva Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi gibi partilerde ise gerek adaylarıyla ve gerekse liderleriyle neredeyse sahada hiç görülmemeleri seçimi kazanma isteğinin ve iddiaya sahip olmamanın önemli bir göstergeleriydi. Dolayısıyla bu partiler kendi üye sayılarından bile daha az oy almış oldular.
Sonuç olarak seçimi kazanma iddiası olan CHP, AK Parti ve Yeniden Refah Partisi seçimin kazananları olarak yer alırken; İyi Parti, Dem Parti, MHP ve Saadet, DEVA, Gelecek gibi diğer partiler genel seçimlerde aldıkları oy oranlarından çok daha az oy alarak kaybedenler arasında yer aldılar.
Seçmen sahada gördüğüyle; dolayısıyla kazanma iddiasını ortaya koyan tarafından ikna edilebiliyor. Görüntüde çok düşük oy oranlarına sahip olsa bile bir partinin sahada olması oylarını artırma potansiyeli açısından önemli bir motivasyon sağlayabiliyor. Geçmişe baktığımızda bunun en önemli örneğinin Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi olduğunu söyleyebilirim. 90’lar öncesinde yüzde 10 barajının altında oy oranına sahip olan bu partinin ve lideri Erbakan’ın boş meydanlarda yaptığı ısrarlı mitingleri hatırlıyorum. Bu mitingler Necmettin Erbakan’ın 90’lı yılların en popüler siyasetçisi olmasında önemli bir yerinin olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla geçmiş ve bugünkü deneyimlerimiz seçim kampanyasında başarılı olmanın arkasında yatan en önemli faktörün lider merkezli bir parti konumlanmasıyla kazanma iddiasını ortaya koyabilmek olduğunu görmekteyiz.
FolkMedya Eğitim, Araştırma ve danışmanlık tarafından yürütülen Isparta Yerel Seçim araştırmasında 1055 kişiye “Başkan adaylarını bir kelime ile nasıl tanımlıyorsunuz” sorusu yöneltildi.
Katılımcılar açık uçlu olarak sorulan soruya başkan adayları ile ilgili içinden geçen ilk ve en güçlü yorumu yazarak yanıt verdiler. Ulaşılan sonuçlar araştırmacılar tarafından olumsuz-olumlu ekseninde kodlandı.
Araştırmada adayla ilgili yapılan yorumlar çok olumlu ve çok olumsuz ekseninde kodlandı. Adaya yönelik yüksek övgü içeren yanıtlar “çok olumlu” kategorisinde; suçlayıcı ve argo sözcüklerden oluşan tanımlamalar ise “çok olumsuz” kategorisinde kodlandı.
Başdeğirmen Çoğunlukla Olumlu Tanımlandı
Araştırmada seçmenlerin Beşdeğirmen ile ilgili yaptığı yorumların yüzde 58.8’i “olumlu”, yüzde 18.1’i “olumsuz”, yüzde 9.1’i “ne olumlu-ne olumsuz”, yüzde 4.9’u “çok olumsuz” ve yüzde 3.8’i “çok olumlu” ifadelerden oluştu. Fikrim yok diyenler ise yüzde 4.2 olarak gerçekleşti.
Seçmenler Atakan Yazgan Hakkında Çoğunlukla “Fikrim Yok” Cevabını Verdi
CHP Isparta belediye başkan adayı Atakan Yazgan hakkında katılımcıların 27.4’ü “olumlu”, 19.6’sı “olumsuz”, 11.6’sı “ne olumlu-ne olumsuz”, %2.4’ü “çok olumsuz”, %0.8’i “çok olumlu” ifadeler kullandı. Yazgan hakkında bir fikre sahip olmayanların oranı ise yüzde 38,2 olarak gerçekleşti.
Katılımcıların Yüzde 27.1’i Günaydın’ı Olumlu Yorumladı
Araştırmaya katılanlar MHP adayı Yusuf Ziya Günaydın hakkında yüzde 27.1 oranında “olumlu”, yüzde 45,7 oranında “olumsuz”, yüzde 10.3 oranında “ne olumlu ne olumsuz”, yüzde 1,3 oranında “çok olumsuz” ve yüzde 2,3 oranında “çok olumlu” yanıtlar verdi. Katılımcıların yüzde 13.2’si ise Günaydın ile ilgili olarak bir fikre sahip olmadığını belirtti.
Katılımcıların Yüzde 27,5’i Ahmet Tural’ı Olumlu Yorumladı.
İyi Parti Isparta belediye başkan adayı Ahmet Tural araştırmaya katılanların yüzde 27.5’i tarafından “olumlu” ifadelerle tanımlanırken, yüzde 22.4’ü tarafından “olumsuz” ifadelerle nitelendirildi. Ahmet Tural hakkında “ne olumlu ne de olumsuz” ifade kullananlar yüzde 10.6 olarak gerçekleşirken “çok olumlu” ifade kullananlar yüzde 1.7 ve “çok olumsuz” ifade kullananlar ise yüzde 6.2 oldu. Ahmet Tural ile ilgili “fikrim yok” yorumunda bulunan
FolkMedya tarafından yürütülen yerel seçim anketinde ulaşım hizmetleri Isparta’da yapılması gereken en önemli hizmet olarak ortaya çıktı. Araştırmaya katılanların yüzde 15’i belediyenin üretmesi gereken en önemli hizmetleri toplu ulaşım olarak belirtti.
Isparta merkez seçim çevresinde 4-10 Mart 2024 tarihleri arasında küme örnekleme yöntemiyle 18 yaş üzerindeki 1055 kişiyle yüz-yüze görüşerek gerçekleştirilen araştırmada belediye tarafından Isparta’ya yapılması gereken en önemli hizmetler katılımcılar tarafından yazılarak tanımlandı. Katılımcıların belediye hizmetleri konusunda en yüksek oranda yazdıkları kelimeler ulaşım başlığında gruplandı. Bu grupta yer alan kelimeler arasında toplu ulaşım fiyatlarının düşürülmesi, durak sayısının artırılması, seferlerin sıklaştırılması ve şoförlerin eğitimli ve nezaketli olması gibi vurgular öne çıktı.
İkinci Büyük Sorun; Trafik
Katılımcıların ihtiyaç duydukları öncelikli hizmeti yazarak cevap verdikleri araştırmada belediye eliyle yapılması gereken ikinci en önemli hizmet grubu trafik başlığında birleşti. Araştırmaya katılanların yüzde 11,4’ü trafik konusunun Isparta’da üretilmesi gereken en önemli hizmet olduğunu söyledi. Seçmenler, şehrin genelinde yaşadığı trafik probleminden mustarip. Araştırmada gerek park alanlarının kısıtlı oluşu ve gerekse şehir merkezindeki trafik yoğunluğu seçmen nezdinde çözülmesi gereken öncelikli bir konu olarak ortaya çıktı.
Araştırmada diğer hizmet grupları yüzdelik olarak büyükten küçüğe doğru yüzde 8,5 yol, kaldırım ve çevre düzenlemesi, yüzde 7,7 sosyal mekanlar ve kültürel faaliyetler, yüzde 6,8 istihdam oluşturma, yüzde 4,7 alt-yapı hizmetleri, yüzde 4,6 temizlik, yüzde 4,6 park ve yeşil alanlar, yüzde 3,6 raylı sistem, yüzde 3,2 imar ve kentsel dönüşüm ve yüzde 2,6 otopark sorunu olarak sıralandı. Araştırmaya katılanların yüzde 3,9’u herhangi bir eksik hizmetin olmadığını belirtirken yüzde 18,4’ü ise diğer hizmetlerin öncelikli olarak yapılması gerektiğini dile getirdi. Katılımcılar diğer kategorisinde sağlık hizmetleri, güvenlik, otogar, sinyalizasyon, sokak hayvanlarına yönelik çalışmalar, çocuk parkları, şehir içi trafik ve yön levhaları, hava kalitesi, sosyal yardımlar, mezarlıkların peyzajı, semt pazarlarının iyileştirilmesi, göçmen probleminin çözüme kavuşturulması, stadyum-spor kompleksleri, Eğirdir gölünün ıslahı, sanayinin yeni yerine taşınması, ayrımcılık yapılmaması, halk ekmek hizmeti, bisiklet-motor yolu, kreşlerin artırılması, yerel esnafın, öğrencinin ve emeklilerin desteklenmesi gibi başlıkları vurguladılar.
Isparta İli merkez seçim çevresinde yapılan son seçim anketinde AK Parti Isparta Belediye Başkanı adayı Şükrü Başdeğirmen yüzde 36,7 oyla ilk sırada yer aldı.
“31 Mart Yerel Seçiminde hangi adaya oy vermeyi düşünüyorsunuz?” sorusuna kararsızlar dağıtılmadan katılımcıların yüzde 36,7’si AK Parti Adayı Şükrü Başdeğirmen’e oy vereceğini söylerken yüzde 18,1’i CHP adayı Atakan Yazgan’a, yüzde 13,8’i İyi Parti adayı Ahmet Tural’a, yüzde 11,9’u MHP adayı Yusuf Ziya Günaydın’a ve yüzde 4,4’ü ise diğer adaylara oy vereceğini belirtti.
FolkMedya Eğitim, Araştırma ve Danışmanlık tarafından 4-10 Mart 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmada Isparta Merkez Seçim Çevresinde küme örnekleme yöntemiyle 18 yaş üzerindeki 1055 kişiyle yüz-yüze görüşme yapıldı.
Araştırmaya katılanların yüzde 66,3’ünü erkekler, yüzde 33,7’sini ise kadınlar oluşturdu. Katılımcıların yüzde 23’ü 18-25 yaş aralığında, yüzde 23,4’ü 26-36 yaş aralığında, yüzde 28’i 37-50 yaş aralığında, yüzde 14,4’ü 51-60 yaş aralığında ve yüzde 11,1’i ise 61-81 yaş aralığında gerçekleşti. Araştırmaya katılanların bir önceki seçim olan 2023 Milletvekili Seçimindeki oy tercihleri ise yüzde 32,5 AK Parti, yüzde 26,5’i CHP, yüzde 17,3’ü MHP, YÜZDE 9,7’si İyi Parti, yüzde 5,3’ü diğer olarak gerçekleşti. Oy kullanmadığını söyleyenler ise yüzde 8,7 oldu.
Oy kullanmayacak ve kararsız seçmen yüzde 15,1
Araştırmada oy kullanmayacağını söyleyen ya da kararsız olduğunu belirten seçmenlerin yüksek bir orana sahip olduğu gözlendi. Katılanların yüzde 5,8’i 31 Mart Yerel Seçiminde oy kullanmayacağını belirtirken yüzde 9,3’ü kararsız olduğunu söyledi.
Oy vermeyen seçmen de Başdeğirmen’in kazanacağını düşünüyor
Araştırmada Isparta’da belediye başkanı seçimini hangi adayın kazanacağı sorulduğunda katılımcıların büyük çoğunluğu seçimi Şükrü Başdeğirmen’in kazanacağını düşündüklerini ifade etti. Başdeğirmen’e oy vereceğini söyleyen katılımcıların daha fazlası seçimi Başdeğirmen’in kazanacağını belirtti.
Araştırmaya katılanların yüzde 59,9’u Isparta Belediye Başkanı seçimini AK Parti adayı Şükrü Başdeğirmen’in kazanacağını düşündüklerini belirtirken; yüzde 13,8’i İyi Parti adayı Ahmet Tural’ın, yüzde 12,8’i CHP adayı Atakan Yazgan’ın ve yüzde 9,8’i ise MHP adayı Yusuf Ziya Günaydın’ın kazanacağını düşündüklerini söyledi.