…Tam hatırlamıyorum ama 7-8 yıl önceydi sanırım. Sosyal medya platformlarından Facebook’un daha aktif kullanıldığı dönemlerdi. Ben de eğitimle ilgili görüşlerimi ve yazılarımı oradan da paylaşıyordum. Bir gün internette gezinirken eğitimin, kariyerin, kişisel gelişmenin önemine vurgu yapan anlamlı bir yazıyla karşılaştım (yazarı belirtilmeyen) ve sayfamda paylaştım. Altına alıntı vs. yazmak da aklıma gelmeden beğendiğim bir şeyi gelişigüzel paylaşımdı benimki.
Sonra ne mi oldu ?
Bu paylaşım sadece kendi takipçilerimle sınırlı kalmayıp bir iki gün içinde sosyal medyada – internet sayfalarında binlerce etkileşim alarak yaygınlaşmış ve özellikle twitterda o dönemin bazı fenomen kullanıcıları tarafından paylaşılınca bir anda viral olmuş. İşin ilginç yanı her yerde benim adım etiketleniyor ve yazının sahibi benmişim gibi övgüler gelirken Türk eğitim sistemine de eleştiriler yapılıyordu.
İlk işim internetten yazının yazarını ve kaynağını araştırmak oldu. Dönemin Star Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapan, girişimci ve bilişim sektöründe bir şirketin CEO’luğunu yürüten Ömer EKİNCİ’ye ait olduğunu öğrendim. Ve hemen kendisiyle iletişime geçmeye çalıştım bir iki gün sonra ulaştım. Durumu izah ettim, emeğinin üstünde ismimin yer aldığını ve kontrolüm dışında sürecin nasıl ilerlediğini anlattım. Açıklamamdan ve hassasiyetimden duyduğu memnuniyeti ve bu tarz durumlarla sıkça karşılaştığını belirtti. Böylece bu vesileyle kendisiyle tanışmış olduk.
Dün yine bir sayfada karşıma çıktı ve adım yazıyordu. Bu yazının yazarlığını Ömer Bey yaparken sanırım reklam kısmı da bana ait oldu. J
Kişisel gelişim için çok doğru tespitlerin yapıldığı yazıyı keyifle okumanızı diliyorum.
Mutlu Haftalar…
4 yıl üniversite okumuş bir genç.
2 yıl da yüksek lisansını yapmış.
Neden yüksek lisans diye soruyorsun.
“Cila olsun diye” cevabını veriyor.
Bilinçsizce, amaçsızca, alelacele…
Sonra iş başvurularına gitmeye başlıyor…
Cv’ye bakıyorsun, diğerlerinden hiçbir farkı yok, sadece isim farklı.
Gidip sağlam bir staj yapmamış.
Kulüplerde görev almamış.
Derneklerde, vakıflarda, kısacası sivil toplumda yer almamış.
Sadece okumuş.
Farkında olmadan boş yere okumuş.
Çevre yapmamış, insanlarla tanışmamış.
Rol modeli olan kişilere bir e-posta gönderip “Bir kahvenizi içmek istiyorum” deyip yanına gitmemiş.
Şimdi iş arıyor.
Milyonlarca CV ile aynı özellikteki bir CV ile iş arıyor.
İşin kötüsü yapmış olmak için yapmaya o kadar alışmış ki;
Çalışmayı da verimli olmak, kendisini göstermek, deneyim kazanmak, o alanda en iyi olmak için istemiyor.
Peki ya ne için?
Cevap basit : Para
Pekala, buna da saygı gösterelim. Soralım, “Ne kadar maaş istiyorsun?”
Cevap : “2000 Lira”.
Gözleri ışıldıyor bu rakamı söylerken, bir ömür ufak ufak artışlarla bu ortalamada bir maaşa çalışabilir.
Alıyorum kağıdı, kalemi. Basit bir hesap yapıyorum.
“Bak” diyorum, “2000 Lira istiyorsun ya, o 2000 liraya ayda 20 gün çalışacaksın. 20 güne böldüğünde günlük maaşın 100 Lira yapar. O paraya da temizlikçi Fatma Abla gelip evini temizlemez. Doğru mu?”
Gözlerindeki parıltı kayboluyor. Bu hesabı daha önce hiç yapmamış. Boynu bükülüyor.
“Evet” diyor.
“Peki sen 18 sene bunun için mi okudun?” diyorum.
Cevap vermiyor, ne desin ki? “Hayır” dese, cv’si öyle demiyor. “Evet” dese, yüreği el vermiyor.
Mesele bireyin ne kadar maaş aldığı da değil aslında. Esas olan bireyin kendisini daha lise sıralarında geliştirmeye başlaması, hedeflerini koyması. Üniversitede kendisini geliştirmeye ve hayata entegre olmaya çaba göstermesi, üniversite bittikten sonra bir işe herhangi bir maaşla -bu asgari ücret de olabilir- girmesi ve orada da kendisini geliştirmeye devam edip iyinin peşinden koşması ve hep daha iyiye gitmesi.
Bu yazı üniversiteye başlamak üzere olan, üniversitede okuyan, okulunu bitirmek üzere olan, iş hayatına atılmak üzere olan genç arkadaşlarım için köprüden önce son çıkış olabilir. Böyle tanıdıklarınız varsa lütfen okutun. İş işten geçmeden ne için çalıştıklarının farkına varsınlar.
Hayat bir anda akıp gidecek,
Hayatları akıl tokluğuna,
Karın tokluğuna avuçlarından akıp gitmeden,
bir DUR desinler….
GÜNDEM
8 saat önceGÜNDEM
8 saat önceGÜNDEM
8 saat önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
4 gün önce
Günümüzde birçok insan, yaptığı işte yetkin olmanın getirdiği tatmin yerine, alacağı ücreti ön planda tutuyor. Bunun nedeni, artan yaşam maliyetleri, ekonomik güvencesizlik ve toplumda maddi başarıya verilen önem. Para kazanma arzusu, kişilerin ilgi ve yeteneklerini geri planda bırakmalarına yol açabiliyor. Ancak, sadece maddi kazanca odaklanmak, uzun vadede iş tatmini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden, hem yetkin olmayı hem de hak edilen ücreti almayı hedeflemek önemlidir diye düşünüyorum.
Yazılarınızı takip ediyorduk. Uzun süredir yazmıyorsunuz, sanırım zaman bulamıyorsunuz.